Çifte cinayet davasında yeni rapor sunuldu
BALIKESİR’in Savaştepe ilçesinde kuzenleri Büşra Karabacak (10) ile Tuğçe Yıldırım’ı (10) öldürmekten yargılanan Ayhan Yakar (43) ve ağabeyi Seyhan Yakar’a (45) ikişer kez hapis cezasının verildiği karar Her geçen yıl müebbet hapis cezası temyize götürülerek karar verildi. İhlalin ardından yeniden açılan davada yeni tutanak sunuldu. 6 farklı tıbbi ismin birbiriyle çelişen raporları üzerine kurulan 5 kişilik bilirkişi heyetinin incelemesinin ardından hazırlanan raporda, Karabacak’ın tırnak altı dokusunda yapılan incelemede tespit edilen karışımın DNA’sının Yakar kardeşlerle ilgili DNA ve bu güçlü bir kanıttı.
21 Mart 2006’da okula gitmek için evlerinden çıkan kuzenler Tuğçe Yıldırım ve Büşra Karabacak, Savaştepe ilçesine bağlı kırsal Karacalar Mahallesi’nde kayboldu. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada 44. gününde 3 Mayıs 2006’da Savaştepe ilçesine bağlı Çamurlu köyü mezarlığı yakınındaki menfezde Yıldırım ve Karabacak’ın cansız bedenleri bulundu. Çocuklardan alınan doku örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Polis, çifte cinayetin zanlısı olarak 11,5 yıl sonra cezaevinde evli olduğu tütün satıcısı Seyhan Yakar’ı (43) İzmir’in Bergama ilçesine bağlı İnkılap Mahallesi Üç Kahveler mevkiinde tutukladı. Balıkesir’in Bergama’nın Dikili ilçesinde mandıra. da gözaltına alındı. Ayrıca yardım ve yataklık yaptıkları iddia edilen iki kişi daha gözaltına alındı. Emniyete götürülen 5 zanlı sorguya çekildi. Polisteki sorgusunun ardından zanlılardan biri serbest bırakıldı. YEY ve A.Ç. Seyhan Yakar ve Ayhan Yakar kardeşler hakkında ‘Kasten öldürme’, ‘Birden fazla kişiyi hürriyetten yoksun bırakma’ ve ‘Cinsel istismar’ suçlarından. (36) hakkında ‘Bir çocuğu birden fazla kişiyle birlikte özgürlüğünden yoksun bırakmak’ suçundan Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davada, tarafların karşılıklı itirazları ve mahkemenin takdiriyle, tıp kurumu tarafından 6 farklı isimle mahkeme tutanağına farklı görüşler girildi. Akabinde terbiyeli davranıştan indirim uygulanmış ve bu cezalar 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Tutuksuz yargılanan AC ve YEY beraat etti. Ayrıca tutuklu sanıklar Seyhan ve Ayhan Yakar kardeşler ile A.Ç. ve YEY, ‘çocuğu birden fazla kişiyle birlikte hürriyetinden mahrum bırakma’ suçundan dava zamanaşımına uğradığı için reddedildi. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Sanıkların aynı avukat tarafından temsil edilmesinin CMK’nın 289/1 maddesine aykırı olduğunu belirten mahkeme, sanığın savunmada zafiyet oluşturduğu hallerde sanıklar arasında çıkar çatışması olduğunun kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. sanıklar Yargılamada 6 farklı sağlık kuruluşundan alınan kararların çelişkili olduğunu belirten Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, tam sonuca varacak raporun alınmamasını çelişkiyi gidermeye çalışmamak olarak değerlendirdi. Mahkeme, dosyanın Türkiye genelinde genetik uzmanı olan 5 kişilik yeni bir heyet tarafından incelenmesine karar verdi ve dosya hakkında yorum yapmadı. Ayrıca ‘çocuğu özgürlüğünden yoksun bırakma’ suçundan zamanaşımı süresinin 15 yıl yerine 22,5 yıl olarak değerlendirilmesi istendi. Lale Şatıroğlu Tufan, Prof.Dr. Asuman Sunguroğlu, Prof.Dr.Emine Sümer Aras, Prof.Dr.Cavidan Nur Semerci Gündüz ve Doç. Dr. Gülay Güleç Ceylan’dan oluşan bir değerlendirme komitesi görevlendirildi. Bugüne kadar belgeye giren 6 farklı tıp kurumu ve uzmanın görüşlerini değerlendiren heyet, raporunu hazırlayarak mahkemeye sundu. Yakar’ın DNA profili ile uyumlu veya uyumsuz tek bir tespitin yapılamayacağı belirtildi. Raporda, “Ancak sadece erkeklerde bulunan ve soyağacındaki tüm erkek bireylerde aynı olan Y-STR analizi uyumlu olduğundan ve Otozomal STR analizinde 15 lokusta 11 eşleşme elde edildiğinden, Tespit edilen karışık DNA’da Ayhan Yakar ve Seyhan Yakar’a ait DNA bulunduğuna dair güçlü delil.Ayrıca raporların ortasında çıkan çelişkinin nedeni, Y-STR ve Otozomal DNA analizlerinde tespit edilenlerin hatalı yorumlanması olarak değerlendirildi. Büşra Karabacak’ın tırnak altı malzemesinin kayıp verilere dayanılarak, mevcut raporlar kapsamında DNA replikasyonunda sorun yaşanan ve olası kayıp veriler içeren STR analizine göre dışlanmasının mümkün olmadığı konusunda mutabık kalındı. Çıkmasını beklediklerini söyleyen Avukat Erenci, davada 17 yılı geride bıraktıklarını ve yaklaşık 11 yıl süren soruşturmanın ardından yargılamanın başladığını belirterek, “Aradan 17 yıl geçti. Bu bir ömür boyu. O tarihte doğan bir çocuk artık askere gidebilir. Oy kullanabilir. Çocuklarımız yaşasaydı şu an 26 yaşında olacaklardı. Bir insanın yaşam hakkının elinden alınması, o insanla ilgili her şeyin elinden alınması demektir. Bu nedenle çok değerli bir vakada isimle doktor raporu beklentimizi tam olarak karşılamadı. Bugün belgeye giren raporda bunu açıkça beyan ediyorlar. Değerleme hatası olduğu söyleniyor. Bir tas pirinçle bir tas bulguru halkın anlayacağı şekilde karıştırdılar. Çözmek zorunda kaldılar. Tembeldiler, sıralamadılar. Uyum yok, yani durum bu. Bugün gelen raporda bir hesap hatası var. “Bu suçu işlediklerine dair kuvvetli delil olarak kabul edilmelidir” diyorum. Bize göre rapor trafiği bitti. Sanık avukatlarının ne dediği umurumda değil. Bize göre rapor trafiği bitti. Mahkemenin bundan sonraki değerlendirmesi ne olacak merakla bekliyoruz. Çünkü tutuksuz sanıkların bu eyleme katıldığını, şu anda ortada olmayan bir sanık daha olduğunu biliyoruz ve bu sanıklar tarafından da biliniyor” dedi.
Karabacak ve Yıldırım ailelerinin dava sürecini seve seve takip eden Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nden yapılan açıklamada, 17 yıldır gözyaşı döken ailelerin zalimlerin yüzünü buruşturduğu belirtildi. cezalandırılırlar ve kalplerine biraz su serperler. Beklemeye söz verdiler.